TBMM BAŞKANI ŞENTOP, ÇANKIRI KARATEKİN ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK YILI AÇILIŞ TÖRENİ’NE KATILDI
TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, “Kız çocuklarının, kadınların başörtü takması veya başörtüyü takmaması anayasadan veya kanundan kaynaklanan bir hak değildir. Bu gayet doğal bir haktır, anayasa ötesi bir haktır.” dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Çankırı Karatekin Üniversitesinin 2022-2023 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, Çankırı Karatekin Üniversitesinin 15 yıl önce kurulan genç üniversiteler arasında yer aldığını belirti.
Türkiye’de toplam 209 üniversite olduğunu anımsatan TBMM Başkanı Şentop, “Bunlardan 131’i kamu üniversitesi geri kalan 78’i ise vakıf üniversitesi. Sanıyorum bunlardan 4 tanesi fakülte olmayan meslek yüksekokullarından oluşan üniversiteler. Türkiye’de bu 20 yıl içinde üniversite sayımız bu noktaya geldi ve her ilimizde bir üniversite bulunuyor.” diye konuştu.
Günümüzde üniversitelerin hem fiziki mekanlar hem de akademisyenlerin çalışmalarına destek verilmesi açısından çok iyi bir noktada olduklarını ifade eden Meclis Başkanı Şentop, “Devletimiz fizik mekanlarıyla öğrenci sayısıyla akademisyen destekleriyle ve akademik çalışmalara verdiği desteklerle üzerine düşen vazifeyi yapmış durumdadır, yapmaya da devam edecektir.” ifadelerini kullandı.
Üniversitelerden büyük beklenti içinde olduklarını vurgulayan Mustafa Şentop, şöyle devam etti:
“Bugün itibarıyla Türkiye’de akademik çalışmalarda ilim üretiminde bizim başarılı olmamamız için dünya çapında uluslararası alanda bir sebep yok. Bizim tarihimiz şunu gösteriyor ki ilim alanında en önemli medeniyet, kültür bizim topraklarımızda, bizim ecdadımızın, bizim medeniyetimizin, kültürümüzün çalışmalarıyla oluşmuş. Birçok örnek verilebilir.”
Şentop, üniversitelerin bundan 10-15 sene önce toplumdan, siyasetten ve devletten uzak kendi içinde kapalı gündemlerle çalışan kurumlar olduğunu söyledi. Üniversitelerin gündemlerinden birisinin de üniversitelere başörtülü öğrenci sokmamak olduğunu hatırlatan Şentop, şunları dile getirdi:
“Başörtü meselesi tartışmaları yeniden gündeme geldi. Burada başörtüsü meselesini sadece bir kız öğrencimizin başını örtmesi, üniversitede derse girmesi olarak değerlendirmemek lazım. Başörtüsü meselesi Türkiye’de 1968-1969’dan beri bir sembolik mesele olarak tartışılmaktadır. Esasen bunu görmek lazım. Nasıl bir sembolik mesele? Başörtüsü dini hayatın görünür bir simgesi, sembolüdür. Burada başörtüsüne karşı olmak, esasen başörtüsüne karşı olmak değildir. Bu dini hayatın toplumsal hayatta görünürlüğüne karşı olmaktır. Buradaki tartışmaların arka planına baktığınızda budur.”
Bugün başörtüsüyle ilgili herhangi bir sorun olmadığını vurgulayan Şentop, şöyle devam etti:
“Bu ortadan kalktı, bununla ilgili herhangi bir hukuki düzenleme olmaksızın ortadan kalktı çünkü bu konuda geniş ve geri dönülmez bir toplumsal bir mutabakat oluştu. Bu çok sevindirici bir gelişmedir. Daha önce bu konuda çok sert hatta hakaretamiz ifadeler kullanan bazı kişilerin siyasetçilerin de artık bu noktaya gelmiş olması, bu serbestliği doğal karşılayan, normal karşılayan bir noktaya gelmiş olması bence çok önemli. Bu tartışmayı sadece başörtüsü tartışması anlamında, bir kız öğrencinin başörtüsü bağlamında ele almamak lazım. Bu devletin, siyaset elitlerinin, bürokratik elitlerin milletin değerleriyle barışma meselesidir. Bunu böyle görmek lazım.”
Başörtüsü sorununun, toplumsal mutabakatla çözülmüş olmasının çok önemli olduğunun altını çizen Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir kanunla çözmekle mümkündü bu sorunu daha sonraki dönemlerde ama öyle çözmek yerine bu şekilde bir toplumsal mutabakatla çözülmüş olması önemli. Şunu görmemiz lazım; kız çocuklarının, kadınların başörtü takması veya başörtüyü takmaması anayasadan veya kanundan kaynaklanan bir hak değildir. Bu gayet doğal bir haktır, anayasa ötesi bir haktır. Bugün yeni tartışmalar münasebetiyle bunu yeniden Türkiye’nin gündemine getirdiler. Gerek var mıydı? Yoktu bana göre. Ama madem böyle bir tartışma varsa o zaman bunu bir kanun bağlamında ele almak yanlıştır. Çünkü kanunda bir düzenleme yaptığınız zaman böyle bir özgürlüğü kanundan kaynaklanan bir özgürlüğe bağlamış, dönüştürmüş oluyorsunuz. Dolayısıyla bugün kanun yapma çoğunluğuna sahip olan bir grup serbestlik yönünde bir kanun yaparken siz meseleyi bir kanundan kaynaklanan hakka dönüştürdüğünüz için bir başkaları da gelir bu sefer o kanunu kaldırmak suretiyle bunun yasaklanabileceğini de düşünebilir. Aslında anayasa ile de yapmak biraz önce ifade ettiğim gibi bunun anayasa ötesi bir hak olduğunun bilinci içinde olursa ancak bir kıymet ifade eder. Dolayısıyla bu yönde bir çalışma, tartışma noktasına geldi Türkiye. Bunu bir başarı olarak görüyorum. Esasen Türkiye’nin temel meselesi de budur. Devlet millet bütünleşmesidir.”
Dünyadaki gelişmelere de dikkati çeken Şentop, “Türkiye bugün iyi bir noktadadır. Geçen hafta Malezya ve Endonezya’daydım. Endonezya’da G20 ülkelerinin parlamento başkanları toplantısı vardı. Orada Türkiye’nin rolü, etkisiyle ilgili çok güzel şeyler duyduk, dinledik. Bilhassa Rusya-Ukrayna Savaşı anlamında savaşın sona erdirilmesine yönelik Türkiye’nin teşebbüsleri, tahıl koridoru açılması, iki ülkenin önem vermiş olduğu esir mübadelesiyle ilgili konularda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye’nin almış olduğu inisiyatifler istisnanız bütün ülkeler hepsi hem takdirlerini hem teşekkürlerini ifade ettiler.” dedi.
Dünyanın içinden geçtiği dönemde Türkiye’nin güçlü, kararlı hareket kabiliyeti kolay olan bir imkana kavuşmasının önemli olduğunu ifade eden Şentop, “Hükümet sistemi değişikliği bunu sağladı. Şu anda özellikle İtalya’da mesela temel tartışmalardan biri de budur. Hükümet sistemi değişikliği, başkanlık sistemi talepleri var. Çünkü bilhassa koalisyonlarla hükümet kuramama, kurulan hükümetleri devam ettirememe sıkıntısıyla karşı karşıya olan ülkelerin başında İtalya geliyor.” diye konuştu.
Başkanlık sistemi olmasa bugün Türkiye’de birçok siyasi görüşten kişinin kucaklayıcı, toplumun bütününe hitap eden yaklaşımlar, üsluplar benimsemesini beklemenin yanlış olacağını dile getiren Şentop, şunları kaydetti:
“Çünkü herkes kendi partisinden bir koalisyon içinde hükümet olma imkanına sahipti. Şimdi öyle değil, şimdi ülkeyi yönetecek olanın yüzde 50’nin üzerinde oy alması lazım. Yüzde 50 demek milletin değerlerine saygı demektir.”
Akademik yıl açılışına, Vali Abdullah Ayaz, AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.