TBMM BAŞKANI ŞENTOP, PARLATİNO BAŞKANI SOTO İLE GÖRÜŞTÜ
TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Latin Amerika ve Karayipler Parlamentosu (Parlatino) Başkanı Jorge Pizarro Soto ve beraberindeki heyetle görüştü.
Jorge Pizarro Soto’yu TBMM’de misafir etmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Türkiye’nin, Latin Amerika ve Karayipler ile ilişkilerinin geliştirilmesinde, başta Parlatino olmak üzere bölgesel kuruluşların önemli rol oynadığını düşündüklerini ifade etti.
Jorge Pizarro Soto’nun, Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaretin, ilişkilere katkı sağlayacağına inandığını vurgulayan TBMM Başkanı Şentop, şunları kaydetti:
“Yarım asrı aşan bir geçmişe sahip olan Parlatino, demokratik değerlerin savunulmasına ve parlamenter kültürün güçlendirilmesine katkı sağlamaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Latin Amerika parlamentosunda gözlemci üyelik statüsü kazandıracak olan İşbirliği Anlaşması’nın sadece kağıt üzerinde kalmayacağını ve bölge ülkeleriyle somut olarak iş birliği geliştirmesine vesile olacağını düşünüyorum. Bölgenin bir diğer parlamenter teşkilatı olan AND Parlamentosu ile de gözlemci üyeliğimizi tesis eden Mutabakat Muhtırası’nı 2019 yılında imzalamıştık. Kovid-19 salgını süresince fiziken yüz yüze görüşmelerin ertelenmesi veya iptali sebebiyle yakın temas imkanımız olmadı uzun süre. Bundan sonra inşallah yüz yüze temasları başlatarak, ilişkilerimizi güçlendirecek adımlar atacağız.”
Türkiye’nin, Latin Amerika ile ilişkilerini 19. yüzyıla kadar götürebilmenin mümkün olduğunu dile getiren Şentop, zaman içerisinde birçok gelişmenin yaşandığını söyledi.
“1998 yılında ‘Latin Amerika ve Karayipler Eylem Planı’ başlıklı bir çalışma uygulamaya geçirilmişti, o tarihten itibaren de bu ilişkilere daha fazla önem veren bir yaklaşım var olmuştur.” diyen Şentop, bu planın 2006 yılında güncellendiğini ve aynı sene Türkiye’de “Latin Amerika ve Karayipler Yılı” ilan edildiğini anımsattı.
Mustafa Şentop, “Bunun neticesinde, bölge ülkeleriyle stratejik nitelik kazandırdığımız ilişkilerimizde karşılıklı fayda, saygı, dostluk ve iş birliği temelinde hızlı gelişmeler kaydedilmiştir. Bu ilişkilerin parlamenter boyutunu daha da güçlendirerek bugüne kadar yapılanları daha ileriye taşımalıyız. Sadece siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerimizin değil Latin Amerika ile kültürel ilişkilerimizin de geliştirilmesi için adımlar atıyoruz. Bütün bu gayretlerimiz, halklarımızın birbirini daha iyi anlaması, yakınlaşması ve böylece bazı muhtemel ön yargıların veya farklı mecralardan gelebilecek olumsuz tesirlerin bertaraf edilebilmesi için önemlidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Ermeni diasporasının 1915 olaylarına ilişkin iddiaları temelinde bazı üye ülkelerin Türkiye’nin gözlemci üyeliğinin önüne engeller koyduğunu anlatan Şentop, “Birçok ülkenin bunun karşısında tavır almasından ve Parlatino yönetiminin de bu süreçte Türkiye ile diyaloğa açık bir tutum sergilemesinden memnuniyet duyduk. Biz bu tür konuları, tarihi tartışma konularını öncelikle parlamentoların, siyasetin alanı olarak görmüyoruz. Zaman zaman Fransa ile aramızda bazı siyasi sorunlar yaşandığında bazı milletvekillerimiz Fransa’nın Cezayir’de ve Ruanda’da yapmış olduğu soykırım ve katliamlarla ilgili karar alalım diye önergelerde bulunuyorlar ancak biz bunları doğru bulmuyor, gündeme almıyoruz.” diye konuştu.
Hem hukuk hem tarih hem de hukuk tarihi çalışmış bir akademisyen olarak bu konunun hukuki ve tarihi boyutu olduğunu hatırlatan Şentop, “Böyle konularda soykırım gibi çok ciddi bir iddia ile ilgili olarak öncelikle uluslararası sözleşmeye göre karar verecek merciler ancak mahkemelerdir. Bu konu iki kez AİHM’e farklı şekillerde gitmiştir. AİHM verdiği kararlarda soykırım nitelendirmesinin çok güçlü dayanaklarının olması gerektiğini, halbuki konunun tarihçiler arasında iddialar içeren bir konu olduğunu ve buna soykırım denemeyeceğini ifade etmiştir. Tarihi olarak da bizim tarihimiz bakımından hiçbir endişemiz, saklamak istediğimiz, ortaya çıktığında utanacağımız bir olay olduğunu düşünmediğimizden dolayı bu konuda açık davrandık.” görüşünü paylaştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2005 yılında Başbakan iken bütün dünyaya bir çağrıda bulunduğunu anımsatan Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz kendi arşivlerimizi, Osmanlı arşivlerini tüm araştırmacılara açtık uzun zamandır. ‘Dünyanın neresinde olursa olsun başta Ermeni kökenli araştırmacılar olmak üzere bütün araştırmacılar gelsinler, birlikte çalışalım, bizim arşivlerimizde görüşlerini destekleyecek bir şey varsa müzakere yapmaya, görüşme yapmaya hazırız’ demişti. Ayrıca ilave olarak, ‘Ermenistan da kendi elindeki arşivleri açsın bizim araştırmacılarımız da orada çalışsın’ demişti. Bu çağrının üzerinden 16 yıl geçti ve biz her yıl bu çağrıyı tekrarlıyoruz, bununla ilgili bugüne kadar olumlu bir cevap alamadık. Kısaca, Birinci Dünya Savaşı şartlarında yaşanan, 1915’te yaşanan husus şudur: Türkiye’nin bugünkü doğu bölgesinde Rusya’yla devam eden savaş sırasında burada bulunan Ermeni kökenli Osmanlı vatandaşları, Rus askerleriyle beraber hareket etmişler, Osmanlı köylerini vurmuşlar, katliamlar yapmışlardır. Bunun üzerine askeri strateji olarak orada bulunan yerleşik Ermeniler başka bir bölgeye nakledilmiştir. İşin ilginç tarafı da soykırım iddia edilen tarihlerde Osmanlı hükümetinde Ermeni kökenli bakanlar var. En büyük Ermeni nüfusunun yaşadığı şehir İstanbul’dur. İstanbul’da hiçbir Ermeni’nin huzuruyla ilgili şikayeti olmamıştır.”
Parlatino Başkanı Jorge Pizarro Soto ise konuşmasına, “Bizi, TBMM’nin muhteşem binasında ağırladığınız için gerçekten çok teşekkür ederim.” diyerek başladı.
Soto, bu toplantıyı salgından önce gerçekleştirmeyi öngördüklerini belirterek, “Parlatino’yu oluşturan 23 ülkenin başkanlarının temsilcisi olarak burada şu anda sizinle bulunmaktan onur duyuyorum.” dedi.
Konuşmaların ardından TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve Parlatino Başkanı Jorge Pizarro Soto, Türkiye’nin Parlatino’ya gözlemci üye olması ile ilgili protokolü imzaladı.
Daha sonra Soto ve beraberindeki heyet, FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, Meclis’in bombalanan yerleri ile TBMM Genel Kurulu’nu gezdi.