Edit Content

Biyografi

6 Ağustos 1968’de Tekirdağ’da doğan Mustafa Şentop , Türk siyasetçi ve 24, 25, 26. Dönem Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İstanbul, 27. Dönem AK Parti Tekirdağ milletvekili...

İletişim

 TBMM BAŞKANI ŞENTOP, GAZETECİLERE DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU

TBMM BAŞKANI ŞENTOP, GAZETECİLERE DEĞERLENDİRMELERDE BULUNDU

TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine yönelik sözlerine ilişkin, “’10 bin dolar alan kimdir açıklansın.’ diyorlarsa açıklansın, ben de öyle diyorum ‘Açıklansın.’ Ama konumuz o değil, açıklayacak olan da ben değilim. Bunu, bu sözü, ifadeyi dile getiren ben değilim. Bunu bilen de ben değilim, dolayısıyla bunu açıklayacak olan da ben değilim. Meselemiz bu değil, meselemiz bana yönelik iftira, buna karşı gösterdiğim reaksiyon. Ben Türk siyasetinden gerçekten en haysiyetsiz ve ahlaksızca bir iftiranın sahibi olarak kendisini itham ediyorum. Buna cevap vermesini kendisinden bekliyorum.” dedi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, TBMM İstanbul Ofisi’nde düzenlediği basın toplantısında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında “Bir organize suç örgütünden 10 bin dolar aylık alan siyasetçi kimdir? Bunu Meclis Başkanı açıklamalıdır. Açıklamıyorsa kendisi de mi acaba 10 bin dolar alıyor?” gibi “tuhaf, vahim, seviyesizce” ithamda bulunduğunu kaydetti.

Kılıçdaroğlu’nun kendisine iftirada bulunduğunu ifade eden Şentop, şöyle devam etti:

“Bu, kendisinin aslı olmadığını bildiği halde, yalan olduğunu bildiği halde yaptığı bir iftiradır. Bu kadar tek nefeste, gözünü kırpmadan, düşünmeden bir insana bile bile açık şekilde yalanla iftirada bulunan bir kişinin ya siyasi bunaklık içerisinde olduğunu, çünkü soruyu başkasına sormuş cevabı benden bekliyor, bunu unutmuş olabilir veyahut da bunu bilerek, kasten yapıyor ise bunun haysiyetsizlik ve ahlaksızlık olduğunu söyledim. ‘Ne biliyorsa bu konuyla ilgili açıklasın’ demiştim. Burada benim itiraz ettiğim nokta, tartışma konusu olan ’10 bin dolar kim alıyor, kim almıyor açıklansın açıklanmasın’ değil, bana yöneltmiş olduğu iftiradır. Malum bu konuda mümkün olduğu kadar günlük, politik tartışmalara girmemeye çalışıyorum. Konuştuğum zaman da belli bir nezaketin içerisinde hareket etmeye çalışıyorum ama böyle çok açık, ağır bir iftira karşısında hak ettiği cevabı kendisine verdim. Onun bir açıklama yapması cevap vermesi gerekirken, partisinde görevli arkadaşlarının bazı sözler söylediğini gördüm, duydum fakat bunların konuyla alakası yok.

’10 bin dolar alan kimdir açıklansın.’ diyorlarsa açıklansın, ben de öyle diyorum ‘Açıklansın.’ Ama konumuz o değil, açıklayacak olan da ben değilim bunu, bu sözü, ifadeyi dile getiren ben değilim. Bunu bilen de ben değilim, dolayısıyla bunu açıklayacak olan da ben değilim. Muhatabı kimse usulüne uygun sorma yolları vardır. Bu konuyla ilgili biz de zaten ilgili uygun bir şekilde sorduk. Meselemiz bu değil, meselemiz bana yönelik iftira, buna karşı gösterdiğim reaksiyon. Ama partide görevli, talimat verdiği arkadaşlarının da bana saldırırken, bu konuya değinmemeleri, onların da Kılıçdaroğlu’nun yaptığı için vahametini gördüklerini ve bunu açıklanamaz bir şey olduğunun farkında olduklarını gösteriyor. Bu açıdan ben Türk siyasetinden gerçekten en haysiyetsiz ve ahlaksızca bir iftiranın sahibi olarak kendisini itham ediyorum. Buna cevap vermesini kendisinden bekliyorum. Diğer arkadaşlar partideki görevli, onun talimatıyla hareket eden arkadaşlar, bunlar benim muhatabım değil.”

Şentop, FETÖ meselesine ilişkin olarak da şunları söyledi:

“Yine görevli arkadaşlarından birisi bu konuyu dile getirmiş. Malum FETÖ ithamı, sıkıştığınız yerde kullandığınız bir milli spor Türkiye’de. Fakat bunu yapanların öncelikle kendi durumlarına dikkat etmeleri gerekir. Şunu söyleyeyim; benim FETÖ’yle ilgili tutumuma dair çok açık bilgileri, FETÖ’nün askeri yargı yapılanmasıyla ilgili davada bilhassa askeri yargı yapılanmasının beyni olarak kabul edilen eski Genelkurmay adli müşavirinin yapmış olduğu açıklamadan mahkeme safahatında görebilirsiniz. Kılıçdaroğlu’nun görevli, talimatla konuşan arkadaşlarının beslendiği haber sitelerinde de bunlar yer almıştır. Çok açık bir şekilde 15 Temmuz’dan da önce FETÖ’nün askeri yargı yapılanmasıyla ilgili onların hazırlamaya çalıştığı tezgahın bozulması yönünde benim yapmış olduklarıma işaret eden açıklamalar- bizzat eski Genelkurmay adli müşaviri ki kendisi müebbete mahkum oldu bu davada anayasal düzeni değiştirme suçlamasıyla mahkum oldu- bunun açıklamaları, ifadeleri var. FETÖ, yurt dışındaki kaçak gazetecileriyle 15 günde bir benim bu konudaki dahlimi ve bu yapılanmaya yönelik yapmış olduğum çalışmaları, gayretleri itham eden, bunlara yönelik açıklamalarla sık sık sosyal medyada yer alıyorlar zaten. Çok kuvvetli bir şekilde kuyruklarına bastığımı, acılarının büyük olduğunu burada ifade edeyim. Bu acı muhtemelen başkalarına da sirayet etmiş, onlar da acı duyuyorlar.”

Şentop, 17-25 Aralık 2013’te FETÖ’nün yargı eliyle gerçekleştirmeye çalıştığı bir darbe hazırlığı teşebbüsü olduğunu anımsattı.

17 Aralık’tan 2 hafta önce, 3 Aralık’ta Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının ABD’ye bir ziyaret gerçekleştirdiğini, bu ziyarette FETÖ’nün önde gelen yöneticileriyle çektirmiş oldukları bir fotoğraf olduğunu aktaran Şentop, şöyle devam etti:

“Sadece fotoğrafı biliyoruz, ne görüşmeler yaptıklarını, 17-25 süreciyle ve ondan sonraki süreçle ilgili gerçekleştirilecek olan hükümet darbesi konusundaki çalışmalar için bir görüş alışverişinde bulunup, bulunmadıklarını bilmiyoruz ama bu çok yakın, samimi verdikleri bu fotoğraf önemli Amerika Birleşik Devletleri’nde 3 Aralık 2013’te. Daha sonraki süreçler de bunu gösteriyor zaten, FETÖ’nün yayınlamış olduğu korsan kasetleri grup toplantılarında yayınlamaları, daha sonra bu tür ithamları dile getiren partideki talimatla konuşan görevli arkadaşlarının da 17-25’ten sonra FETÖ’cüleri cezaevinde ziyaret etmesi, FETÖ’cü yöneticileri cezaevinde ziyaret etmesi. Hatta dün konuşan arkadaş Manisa’da, FETÖ’den ki FETÖ tabiri de kullanılıyor o zaman, ‘FETÖ diye ifade edilen bir cemaat, hizmet hareketi.’ diyor. ‘Görevlilerini, mensuplarını ziyaret ettik.’ diyor. Dolayısıyla 15 Temmuz’a kadar olan süreçte yoğun bir şekilde proje bazlı cürüm işleme konusunda iş birliği içerisinde olduklarına dair birçok husus var. Onun için bu konuları açmayalım. Bu konularda önemli olan bir terör örgütü ithamından sonra onunla iş birliği olma konusudur. Bunu yapanların da kimler olduğu mahkeme kararlarıyla da yakın çevrelerindeki kişilerin aldığı cezalarla da bu sabittir.”

Mustafa Şentop, siyaseti kendilerinin yaptığını belirterek, “Bizim çocuklarımız, ailelerimiz siyaset yapmıyor. Bunlarla ilgili birtakım mesnetsiz ithamları, iftiraları dile getirmek siyasette alçaklıktır. Dün bu konuda benim oğlum Mehmet Selahattin Şentop ile ilgili birtakım ifadeler de söylüyor. 2013 SBS sınavlarında 100 sorunun 100’ünü de doğru yapması, ‘Soruların çalındığı dönemde falan’ gibi bir ifadeyle bir şaibe ortaya atmaya çalışıyor.” diye konuştu.

Oğlunun 100 sorunun 100’ünü de doğru yaptığını dile getiren Şentop, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Fakat hayatında sadece bir sınavda 100 sorunun 100’ünü doğru yapan bir çocuk değildir. En yakın zamanda ALES sınavına girmiştir 50 sorunun 50’sini de doğru yapmıştır, 2020 ALES’te. Kendisi Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliğinde okuyor. Aynı zamanda matematik okuyor. Onun dışında bir üniversitede uluslararası ilişkiler, bir üniversitede iktisat okuyor. Çocuklarımızın zeka durumlarıyla ilgili bizim herhangi bir dahlimiz yok. Cenabı Hakkın lütfudur. Onun için hamd ediyoruz Cenabı Hakka. Fakat şunu söyleyebilirim benim oğlumun başarıları bundan ibaret değil, matematik olimpiyatçısıdır. Kendisinin Kazakistan’da, Moskova’da, Brezilya’da almış olduğu bronz ve gümüş madalyalar vardır. Madalyaları toplasak bu iftirada bulunan arkadaşların taşımakta zorlanacağını ifade edebilirim. Zekasının zekatıyla bu arkadaşların bütün sülalesinin daha makul açıklamalar, izahlar yapabileceğini de söylüyorum. Ama aileleri bu işlere karıştırmayalım. Ben kimsenin ailesiyle, çoluk çocuğuyla ilgili siyasette iş yapmam, benim muhatabım siyasetçidir. Buradaki muhatabım da görevli arkadaşlar değil, bana böyle bir iftirada bulunan Kılıçdaroğlu’dur.

Şentop, CHP’nin bu konuda önerge verdiği iddiasının sorulması üzerine, şu yanıtı verdi:

“Soru önergeleriyle ilgili malum bir incelememiz var anayasa ve iç tüzük gereği. Soru önergesi veren arkadaşlar kendi önergelerinin hemen öncelikle değerlendirilmesini isteyebilirler ama yüzlerce soru önergesi veriliyor Meclis’e. Bir geliş sırası dahilinde o süre geçmeden bunları inceleyip, değerlendirip ilgili mercilere gönderiyoruz. Süre geçmesi söz konusu değil hiçbir önergeyle ilgili. Sadece malum pazartesi, salı, çarşamba günleri biz Pakistan’daydık. Dolayısıyla bunları ben bizzat kendi imzamla Bakanlıklara gönderiyorum. Dolayısıyla süresi geçip de gönderilmemiş önerge yoktur. Bu önergede süresi içerisinde ilgili muhatabına gönderilmiştir.”

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Gelecek Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun açıklamaları vardı, bu konuda değerlendirmeniz olur mu?” şeklindeki soru üzerine, siyasi partide birçok görevler üstlendiğini belirterek, AK Parti’de 3 yıl seçim işlerinden sorumlu genel başkan yardımcılığı yaptığını hatırlattı.

Bu süre içerisinde birçok konunun görüşüldüğünü, tartışıldığını dile getiren Şentop, “Ama bunları ben hiçbir zaman dışarıda, AK Parti dışında, basının önünde konuşmadım. Bu benim siyasi terbiyeme uygun değildir. Bunu da çok açık söyleyeyim. Bir siyasi partiden ayrılabilirsiniz, olabilir ama o görev yaptığınız döneme ait hususlar, müzakereler, o partiye dair konular kişinin namusuna tevdi edilmiş bir emanettir. Ayrıldıktan sonra bu tür konular açılmamalıdır. Kapatmışsınız, yolunuza nereden devam edecekseniz edin.” diye konuştu.

Siyasi partinin ideallerini, hedeflerini, amaçlarını, partinin menfaatlerini her zaman kendi şahsi hesaplarının üstünde tuttuğunu, herkesin de böyle yapmasını beklediğini vurgulayan Şentop, buna aykırı gördüğü hususları da çok açık bir şekilde dile getirdiğini anlattı.

Bunu gizli kapaklı yapmadığını belirten Şentop, şöyle konuştu:

“Bahsetmiş olduğu mevzuyu ben parti MYK Toplantısında dile getirdim. Ona mahsus, ona özel söylediğim bir husus değildir. Onunla olan konuşmam, muhtemelen kendisinin bulunmadığı MYK Toplantısında konuşulan bu hususları bilahare merakı, sorması üzerine kendisine aktarmış olabilirim. Daha sonra ne olmuş? Demek ki bu konularla ilgili hususlarda olumlu gelişmeler olmuş ki kastettiği isimlerin bulunduğu yerler, yaşamış olduğu süreçler dikkate alınırsa, nereye vardıkları dikkate alınırsa açıkça ortada. Bunlar olabilir, her zaman. Çeşitli tartışmalar yapılmıştır burada. Onlarla ilgili olumlu sonuçlar alınmıştır. Herhangi bir problem kalmamıştır. Kastetmiş olduğu kişi sayın bakanımız partideki görevine devam etmiştir, daha sonra da hükümetteki görevine devam ediyor.”

Mustafa Şentop, parti için daha farklı, daha büyük bir tehdit gördüklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

“O tehdit de bunları dile getiren arkadaşımızın kendisidir. Sonra onunla ilgili olan, partide yapılan görüşmeler, konuşmalar, çalışmalar var. Nihayetinde herkesin bulunduğu yer belli. Kimin parti içinde kaldığı, kimin parti dışına çıktığı belli. Dolayısıyla bu konuya dair çok daha fazla bildiğim şeyler var ama bunları kamuoyu önünde konuşmayı doğru bulmam. Bu benim siyasi terbiyeme de müsait değildir. O bakımdan herkes kendisinin görev yaptığı dönemlere ait kendisinde bulunan, emanet olan hususları böyle ulu orta, acaba bundan bir çıkar elde edebilir miyim, diye bir fırsatçılıkla kullanmaya kalkmamalıdır. Kalkarsa o da kendisinin siyasi karakterini gösteren bir husus olur. Fikirler, politikalar üzerinden tartışalım. Bana bunu dediydi, ben ona onu dediydim falan gibi tartışmalar yanlış tartışmalardır. Bunlar Türkiye’deki siyasetin düzeyini düşüren tartışmalardır.”